MAKALELER

Ölüm ve Duygular

Makaleler

Ölüm ve Duygular

Deprem gerçeği ile bir kere daha yüzleşiyoruz. Kurtarılanlara seviniyoruz, kaybettiklerimize içimiz yanıyor, her an yüreğimiz ağzımızda...

Belki bir yerlere bir şekilde gömmeyi başarıp yaşamaya devam edebilmişken “ölüm gerçeği” kendini tekrardan hatırlatıyor... Belki küçüklüğümüzün meşhur canavarı “sevdiklerimizi kaybetme korkusu” yeniden hortluyor... Belki de aştığımızı sandığımız “güvensizlik hissimiz” tetikleniyor...

Kimi duygularından kaçıp durumu yok sayıyor, kimi üzüntüsünden günlerce ağlıyor, kimi acısını öfkeye döndürdü bağırıp çağırıyor, kimi suçlu arıyor, kimi de bundan sonrası için çare...

Hepsi farklı ama hepsi de bir o kadar insanca... Korku da bizim için, üzüntü de öfke de...

Duygunuzu fark edin! Ne hissediyorsunuz? Acı mı, üzüntü mü, çaresizlik mi, hayal kırıklığı mı, güvensizlik mi...? Belki de hissizlik... En son ne zaman, hangi durumda böyle hissetmiştiniz? Sadece duygunun adını koymak bile şaşırtıcı bir şekilde iyileştiricidir.

Duygunuzu keşfedin! Bedeninizde nerede hissediyorsunuz? Karnınızda mı? Göğsünüzde mi? Bacaklarınızda mı? Ya da belki başka bir yerde... Nasıl bir his, neye benziyor? Yanma gibi mi? Batma gibi mi? Sıkışma gibi mi? Bunu yapmak o duruma gömülmemenize, yaşadığınız olay ile aranıza sağlıklı bir mesafe koyabilmenize yardımcı olacaktır.

Duygunuzu kabul edin! Kendinizi yargılamayın, herkes her an, her duyguyu hissedebilir! Duygularınızla ilgili sizi dinlemeye hazır ve yargılamayan kişilerle konuşun. Kimseyi bulamazsanız hissettiklerinizi kendinize anlatın, dile dökün. Konuşmak zor geliyorsa yazın. Yazamadıysanız bırakın eliniz bir şeyler karalasın, o size anlatsın. 

Duygunuza izin verin! Duygunuzu yok saymak, bastırmak, ondan kurtulmaya çalışmak ya da hiç geçmeyeceğini/geçmemesi gerektiğini düşünmek onun daha uzun süre ve güçlü bir şekilde kalmasına neden olur. Kendinize, rahat hissettiğiniz bir yer bulun ve duygularınızın çıkmasına izin verin. Belki katıla katıla ağlamak, belki bağırmak belki de yastıkları yumruklamak isteyebilirsiniz. Lütfen yapın... Zaman, ancak duygularımıza izin verirsek derdimize çare olur.

Rahmetli anneannem “Sevdiğimiz biri ölünce binlerce mum yanar içimizde. Her gün bir mum söner. Ta ki son bir mum kalana kadar. O mum sen yaşadıkça yanar. İçini ilk günkü gibi yakmaz belki ama unutmana da izin vermez.” derdi.

Biliyorum zamanla bazı mumlar sönecek, içimizin yangını dinecek. Ama umarım deprem gerçeğini de, kaybettiğimiz canları da, bu felaketi yaşayanları da hiç unutmayız...

beliz Merhaba
Tanışmak, Paylaşmak ve Birlikte Öğrenmek İçin…

Sayfama hoş geldiniz…

beliz